[*Önemli*] Siyasi Manifesto

Aziz Türk milleti, benim güzel yurttaşlarım hepiniz saygıyla selamlıyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı çıkmak Allah’ın iradesine, hükmüne karşı çıkmaktır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin 100 yıl önce bu hali ile kurulması Cenab-ı Hakk’ın takdiridir. Buna düşman olan Müslüman Allah’a isyan etmiş olur. Her şeyin takdirinin Allah’a ait olduğunu söyleyip sonrada Türkiye Cumhuriyeti Devletini kâfir devlet ilan etmek, ülkeyi dar-ül harb, yani işgal altında olduğunu söylemek, üstelikte 20 yıldır Müslüman kimliği ile iktidara gelmiş bir hükümet döneminde bunu savunmak alçaklıktır, Allah’ın hükmünü inkâr etmek demektir. Allah bu devleti ve dinini bizim elimizde muhafaza etmektedir. Önce bu tespiti bir ortaya koyalım.

Şimdi gelelim diğer tespitlere. Yaşadığımız bu teknolojik çağda siyasetçilere böylesine büyük önemler atıf etmemize gerek kalmamıştır. Onlar samimi değil, biz millet olarak kendi aramızda sulhu sağlarız.

Bakın 1938 den bu yana Türk halkı siyasetçiler eliyle yokluğa, yoksulluğa mahkûm edilmiştir. Bahaneleri Petrol yok, doğal gaz yok olmuştur. Almanya’da Petrol mü var, doğalgaz mı var? Japonya’da Kore’de Petrol mü var?

Demek ki sorun Petrol doğalgaz değil, kötü yönetim. Petrolü olan ülkeler Suriye, Libya İran, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri Rusya halkları çok mu zengin? Çok mu güzel bir hayat yaşıyorlar? Elbette hayır, bu ülkelerin tamamında çoğunluk sefalet içinde. Güzel hayat yaşayanlar ülkenin kazançlarını hakça paylaşan batılı ülkeler. Size dinden imandan dem vuran şeriat isteyen hiç kimse kaçacağı zaman Suudi Arabistan’a, Yemen’e Pakistan’a İran’a gitmiyor. Kafir dediği adamların memleketine gidiyor. Niye dersiniz?

Atatürk’le ilgili düşüncelerimizden kısaca bahsetmek istiyorum. Atatürk hem Türk Milleti için hem de tüm insanlık için çok önemli manevi bir değerdir. Atatürk demek Türk’ün mayası demektir, hamuru demektir, özü demektir. Atatürk demek Türk demektir. Kendisi de diyor “Benim hayatta yegâne fahrim, servetim Türklükten başka bir şey değildir.” Türk demek 70 milyon Türkmen demektir, 15 milyon Kürt demektir, Çerkez demektir, Laz demektir, Arap demektir, Süryani demektir, Arnavut demektir, Boşnak demektir. Atatürk’ün bize dört temel mirası vardır. Akıl, bilim, ahlak ve önce millet.

Biz Kemalist değiliz, biz Atatürkçü değiliz, Biz ülkücü değiliz, biz ümmetçi değiliz, devrimci değiliz. Biz hiçbir şeyci değiliz.  Bizler sonunda ci, cü olan her şeyi reddediyoruz. Bu bizi bölüyor ve kavga ettiriyor. Bu gâvurun bizi bölüp dövüştürmek için icat ettiği yöntem. Vatanımızın, milletimizin hak ettiği yeri bulması için akıl, bilim, ahlak ve önce millet şiarıyla hareket eden, bu milletin iyi yetişmiş, evlatlarıyız. Tek bir –çi, -yi kabul ederiz. Ayaklar altına alınarak çiğnenmek istenen Türk Milliyetçiliği. Atatürk’ün ruhuna, ahlakına, töresine sahip Türk gençleriyiz, hepimiz birer Atatürk’üz. Bizi ülkemizde parya yapılmak istediler ama Anka kuşu misali küllerimizden doğuyoruz.

Size 1945 ten bu yana siyasi tarihten kısa bir özet vereyim. Siyasi resmi zihninizde tam olarak bir oturtalım

-1945 yılında 2. Dünya savaşı sonrası Churchill, Roosevelt ve Stalin Yalta buluşarak bir anlaşma yaparlar. Dünyayı iki kutba ayırırlar ve her ne kadar aslında savaşmayacaklarsa da kendi kutuplarını daha iyi sömürebilmek için karşı tarafı öcü ilan eder. SSCB doğu blokundaki ülkeleri sömürürken ABD ve İngiltere batı blokunu sömürür.

– 1947 de ABD Marshall yardımını bize teklif eder. Teklifi şudur sen sanayi üretimi yapma sadece tarım ürünü üret.

– Bu yardım planı ve yapılan anlaşmalarla Türkiye ABD’nin insafına terkedilir. O yıllarda iktidarda CHP ve İnönü vardır.

– 1950 de çok partili sisteme geçilir. ABD bu geçişte etkilidir.

Birçok dernek ve parti kurulur. Bugün kaynakları incelediğimizde parti ve derneklerin kurulmasını telkin eden güç ABD dir.

Bu partiler ülkeyi kamplara ayırır. Bu dönemden öce sağ ve sol parti kavramı yoktur. Sağcı solcunun ötesinde alt bileşenler de ABD kontrolünde kurdurulur. Her tarafın kontrolü ABD dir.

– 1960 da bir darbe ile ortalığa bir çekidüzen verilir.

-1970 de bir kez daha

-1980 e gelindiğinde ortalıkta kan gövdeyi götürmektedir. Kanlı ortamın bilinçli bir şekilde hazırlandığını bugün çok net görüyoruz. 1980 ihtilalinde “bizim çocuklar başardı” diyerek aslında Türkiye’ye yazılan kaderin ikinci safahatını başlatıyor.

– Geçmişte sağcı solcu, alevi sünni diye kapışması pek tad vermeyince laik – Müslüman aşamasına geçiliyor. Her aşamada ülkedeki vatandaşlar kamplara ayrılmış oluyor. Laik Müslüman çatışması döneminde siyasetçiler eli ile devleti, kendi çocuklarına, kadınlarına zulmettiriyorlar. Burada giyilen maske Atatürkçü, Kemalist maskesi. Güya bunlar cumhuriyeti ve laikliği muhafaza ediyorlarmış. Bunlar milleti devlet düşman ettiler amaç buydu milletin devlete olan bağlılığını ve saygısını bitirmek. Aslında tevatür olarak söylene gelen Amerika 50 yıllık planlar yapar dedikleri doğruymuş, planının bir parçası imiş. Hiç acele etmeden yavaş yavaş yaptılar. Tenceredeki kurbağa misali alıştıra alıştıra bu milleti imha edeceklerdi.

– Kıytırık bir tiyatro oyununa tank yürüttüler. Aslında maksat gelecek iktidara zemin hazırlamakmış. Bunu ancak şimdi anlayabiliyoruz.

– Derken Tayyip bey sahneye çıktı. Çeşitli mizansenlerden sonra başbakan oldu. Hatta ben de o dönem oynanan oyunu anlamadığım için oyumu mağdur edildiğini düşündüğüm Tayyip beye verdim.

– Tayyip Bey özel seçilmiş özel hazırlanmış biri gelir gelmez açıkça ben BOP’un eş başkanıyım dedi

Condoliza Rice bop ile Türkiye dâhil 22 ülkenin sınırları değişecek dedi.

– Suriye sınırındaki mayınlar İsrail’e temizle ettirildi

– Arap baharı çıktı

– Davut’un oğlu bir hafta içinde Emevi Camii’nde Namaz kılacağız dedi

– 8 milyon Suriyeli mayınsız araziden geçti Türkiye’ye girdi, düzensiz biçimde şehirlere   dağıldı.

– 4 + 4 + 4 ile çıraklık ve meslek eğitimi bitirildi. Çocuklar mesleksiz kaldı

– 209 üniversite ile mesleği bilmeyen üniversite mezunları türetildi.

– Pancar patates buğday ayçiçeği üretimi yasaklandı. Köyde geçinemeyen Türk çocukları şehre geldi ama şehirde de iş bulamadı.

– Köyde yaşlılar kaldı onlar da ekemiyor, hayvan  bakamıyor

– İran sınırındaki mayınlar söküldü. Sonra Afganlar geldi. Önce çobanlık yapıyorlardı. Bunların çoğu Özbek Tacik gibi Türk kökenliydi derken Peştun ve diğer ırklardan birçok genç geldi. İşsiz güçsüz şu anda ortalıkta geziyorlar. Son dönemde gelenlerle birlikte çocuklara tecavüz ve kadınların filmini çekme dönemi başladı

– Bu arada ülkedeki nakit para başka ülkelere çıkarıldı, ödemeler basılan yeni paralarla yapıldı.

– Rivayete göre İngiltere’deki ülkemize ait 450 ton altının 400 tonu satıldı.

Eldeki döviz kuru belirli seviyede tutmak için kullanıldı.  Tarım, hayvancılık, sanayi ve maden üretimi çok düştü.

– Yastık  altındakiler dahi toplatıldı.  Zenginin kar parası garibana ödettirilir oldu.

– Ülkenin toprakları kelepir fiyatla pazarlanır oldu.

– Faiz sebep enflasyon sonuç mottosunun bilimsel olarak doğru olmadığı, enflasyon kontrol edilemeyince anlaşıldı.

Devletin elindeki tük kurumlar satıldı. Kalan birkaç tane de ise kar devri bitti. ÇAYKUR dahi zarar açıkladı.

– Elimizdeki nakitle İslam ülkelerine cami yaptırdık, Suriyeli, Afgan besledik, yolun, köprünün, hastanenin parasını ödedik tabi yetmedi 30 sene de borçlandık.

– Komşularla sıfır sorun politikası ile yola çıktık. Geldiğimiz noktada iyi ilişkide olduğumuz bir tek ülke yok, Pakistan’la dahi kötü olduk belki Azerbaycan diyebiliriz.

Bunlar genel resmi görüp anlamanız için yeterli diye düşünüyorum. Daha o kadar çok detay var ki hangi birini anlatayım. Mesela köy hizmetlerinin kapatılması, mesela köylerin mahalle yapılması, mesela köyde suyunu kendi getiren vatandaştan su saati takılıp su parası toplanması, mesela meraya çıkan inekten 10 lira alınırken mecliste et yemeğinin 10 lira olması, mesela gerçek enflasyonun ne olduğunu bileninin olmaması, devlet kurumu TUİK’e kimsenin güvenmemesi.

Değerli arkadaşlar bunlar kendi kendine olan olayların sonucu değil, aklınızı başınıza alın bu yaşadıklarımız büyük planın bir parçası. İnandığınız siyasetçiler bir gün bir şey diyor, ertesi gün inkâr ediyor. Hala anlamıyor musunuz? Adamların uçakları var yurt dışında malı mülkü var, parası pulu var, hatta uçağı var. Sizin neyiniz var. Bir gece basıp gitse komşunuzun yüzüne nasıl bakacaksınız.

Sonuç olarak:  gerçek para yok, kalmadı, o yüzden basılan para değersiz. Çocuklar mesleksiz, iş bilmez zaten çalışacak iş de yok. Ülke Suriyeli ve Afgan genç erkek dolu  iş yapmıyorlar. Öyle kadınların çocukların videosunu çekiyorlar. Marketlerde günde 2-3 kez etiket değişiyor. Haftada bir iki kez petrole zam geliyor. Sonumuzu görüyorsunuz değil mi?  Leb demeden leblebiyi anlayan halkım şu anlattıklarımdan sonra başına gelecekleri de anlamıştır sanırım.

İster şu andaki iktidar, isterse muhalefet ediyormuş gibi rol kesen muhalefet başa gelsin sonuç değişmeyecek. Bu size anlattığım şeyler bilimsel tespitlerdir, dolayısıyla kimse bunu inkâr edemez.

Ben AKP den çok umutluydum ama beni de tüm Türk halkı gibi hayal kırıklığına uğrattı.

30 yıllık devlet memurluğumun son yıllarında çok nahoş olaylar gördüm. Bir idareci anlatıyor diyor ki hocam gece saat 11’de yatarsam sabah namazına kalkabiliyorum. 12’ye kalırsam kalkamıyorum. Sürekli ne kadar dindar olduğunu vurguluyor.  Ancak bu adam 1 saat derse girmeden tam  ders ücreti aldı, döner sermaye ödeneklerini en üst dilimden aldı, 34. sıradaki kızını, 33 kişiyi sudan bahanelerle  eleyerek işe aldı. Nokta ile virgülle uğraşarak kamunun zamanını boşa harcadı, doktora yüksek lisans öğrencisi almayarak kamunun kaynağını boş tuttu, gençlerimizin geleceği ile oynadı. Cami yaptıran bir başka tarikatçı idarecinin hanım personeline tasallutunu gördük. Öğrenciye dindar değil diye zorluk çıkaranı gördük. Hatta sırf kanuni hakkını istediği için bir personelin akademik hayatını bitirilmeye kalkışıldığını gördük.

Demek ki Dindar görünmek ahlaklı olmayı gerektirmiyor. Biz zannettik ki dini imanı olmayanın ahlakı olmaz vicdanı olmaz. Hiç öyle değilmiş ahlaksızlık ve vicdansızlık dinle alakalı değilmiş. Lübnanlı Amin Maalouf bu konuda diyor ki ” İnsanlar bir dinleri olduğu için ahlaka ihtiyacı kalmamış gibi davranıyorlar.” Çok doğru imiş.

Bir kavram karmaşasını netleştirmek lazım. Türkiye Türklerin Ülkesi demek yani batıdan bakıldığında -ki dünyadaki isimler hep bunlara göre düzenlenmiş- bu coğrafyada yaşayan Boşnak, Arnavut Kürt Laz Çerkez ve Türkmen’in ortak adı. Bu hepimizin adı. Hatta Kırgız Kazak Özbek de dâhil. Burası Türkmenistan değil, biz de bir Türkmen olarak buranın adı Türkmenistan olsun demiyoruz.  Türk bizim ortak adımız o yüzden Cumhuriyeti kuranlar bu topraklara Türkiye, bu millete de Türk milleti dedi.

Anlayın lütfen andımızda ki ifade Türkmen’im olsa o zaman belki bazı eleştirilere hak verilir ama Türk’üm demek kimseyi rahatsız etmemeli, rahatsız olan art niyetlidir. Yani Türkiye’ye düşmandır. Yani biraz önce bahsettiğim tüm etnik grupların düşmanıdır. Bu etnik grupların karşısındadır ve bunları bölerek ayrıştırarak birbiriyle kavga ettirmenin derdindedir.

Türkmenler, bir Türkmen olarak size sesleniyorum. Artık harekete geçme zamanı binlerce yıldır yokluk içinde yaşıyorsunuz. Hiç değilse çocuklarınız gün yüzü görsün. Akıllı olacağız, çalışmaya devam edeceğiz ve bundan sonra daha zengin olacağız. Türkmenler arasındaki Alevi Sünni çekişme artık bitmiştir. Kardeşler arasında kan bağı vardır, inanç farklılığı bunu kaldırmaz.

Kürtler sizler de bu toprağın öz sahiplerisiniz. Sizi de Ermeniler gibi çok zorladılar, bize düşman etmek istediler ama siz kardeşlerinize ihanet etmediniz. Kardeşliğimiz bundan sonra daha da perçinlenecek. Doğu Güneydoğu zalim ve hastalıklı ruha sahip memurların sürgün yeri olmayacak. Üretimin merkezi olacak orada üretilenler dünyaya dağıtılacak. Herkes daha bir zengin olacak.

Devlet herkese saygılı ve eşit davranacak. Kimsenin hakkı gasp edilmeyecek. Devlet yok yere hiçbir vatandaşına zulüm etmeyecek. Devletin anlayışını değiştireceğiz.

Devletin neden böyle baktığını biliyoruz, nihayetinde biz de devlet memuruyuz. Sapla samanı ayırt edemiyor. Biz ayırt ederiz. O dönemler eskide kaldı.

Arap, Çerkez, Boşnak, Laz ve diğer gruplar bu ülke hepimizin. Her ne kadar sizler devletin verdiğine razı olmuş ve kendi içinizde kültürünüzü korumuşsanız da  bundan sonra daha rahat olacaksınız. Kendi değerlerinizi gönlünüzce yaşatacaksınız. Ayrımcılık ve çatışma artık bitti. Bu ülkede yaşamak daha keyifli bir hale gelecek.

Biliyorsunuz bir türlü bu millete layık anayasa çıkaramadılar. Çıkaramazlar.

Devleti tanımayan, milleti bilmeyen, geleceği kestiremeyen siyasetçilerin işi değil bu. Gerekli düzenlemeleri yapacağız ve bu millete yaraşır bir anayasa çıkaracağız.

Biz tüm renkleri ile güzellikleri ile Türk milletiyiz. Biz hep birlikte Türk milletiyiz.

Ortalıkta bir halifelik meselesi var o konu ilgili birkaç cümle etmek isterim. Bildiğiniz üzere İslam’da 4 büyük mezhep vardır. Bizim mezhebimizin kurucusu İmamı Azam Ebu Hanife’yi Araplar makbul görmez. İmamı Azam Ebu Hanife’nin nasıl öldürüldüğünü bir okuyun. Arap’a göre Türkler Mevali’dir. Yani köleden bir tık üsttedir. Arap bizi tam Müslüman görmez, bizi beğenmez. İslam’da halifelik yoktur. Ne Kur’an’da ne hadiste geçmez. Halifelik siyasi bir makamdır. Hiçbir Arap ülkesinin yönetimi sizin Halifeliğinizi kabul etmez, istemez. O yüzden Tayyip beyin Suudi Arabistan ziyaretinde Kral veya prens havaalanında karşılamadı vali karşıladı. Dönerken de vali yardımcısı uğurladı. Mesajı aldınız mı?

Akıllı olun halifelik ABD’nin ve İngiliz’in işine gelir. İngiliz Halifeliğin kaldırılmasını istememiştir araştırın okuyun. Elalemin oyuncağı madarası olmayalım, biraz aklımızı kullanalım. Bir kez daha söylüyorum Halifelik ilan edildiğinde hiçbir Arap ülkesi tanımayacak. Sadece Kuzey İslam’ı tanıyacak. Amerikalıların akıl hocası, Müslümanların baş düşmanı Arnold Toynbee meşhur Batı ve İslam kitabında şunları yazıyor: “Biz Güney İslamı’nı (Eşari inanç bölgesi-Ortadoğu) hallettik. Bir şeyhi satın alıp işinizi görebilirsiniz. Size kalan Kuzey İslamı’dır. Mutlaka kontrole alınması gerekir”, Toynbee daha 1917’de diyor ki “Bu İslam anlayışının yok edilmesi şart. Yoksa başaramayız!”

Ne çıkarıyoruz buradan aramızdan bir halife ilan edecekler, Araplar kabul etmeyecek ama önemli değil onlar zaten satın alınmış o halife ile Kuzey İslam’ını bitirecekler anladık değil mi? Çıkan halife İslam’a değil gâvura hizmet edecek Müslümanlar. Az araştırın, az okuyun. Ne diyor yüce Allah Kur’an-ı Kerimin 74 yerin akıl edin, düşünün, düşünmez misiniz?

Bu arada Atatürk’ün isminden nemalanan Kemalistim (Kemalist: Avrupa, Fransız tandanslı grup), Atatürk’çüyüm (Atatürkçü: ABD tandanslı  diyen gezen tipleri de bırakın. Onların çoğu aslında halifelik tekrar ihdas edilsin diyenlerle aynı yere hizmet ederler. Ne güzel değil mi? Ne olursan ol oraya hizmet ediyorsun. Ora nere diye aklınıza gelebilir. Seçimden önceki son Perşembe açıklayacağım. Artık içinde bulunduğumuz bilgi çağında gerçekler ortaya dökülecek, Türk milletini kimse kandıramayacak, sömüremeyecek.

Görüyorsunuz değil mi? Siyasetçilerin hiçbiri sizin ümidiniz değil, bunlar ümidinizi söndürecek olanlar. Bunların hiçbirine benzemeyen, kendi milleti dışında kimse ile bir bağlantısı evlatlarınız geldi. Gelin hep birlikte devletimize milletimize ülkemize çocuklarımıza geleceğimize sahip çıkalım. 1938’den bu yana yaşadığımız kâbusu bitirelim. Güzel günleri görelim, o dönem 15 yılda yaptığımızın alasını 5 senede yapalım.

Farkında mısınız, siyasetçilerin hepsi birbirine düştü. Hepsi kaçacak delik arıyor. Kim gelirse diğeri kaçacak. Bunlara fırsat vermeyin. Bunlar başta olduğu sürece kaderiniz değişmeyecek.

Abdülhamid’in yaptığı bütün yıkılış dönemi politikaları hayata yeniden geçirildi. 100 yıl önce engellediğimiz ülkeyi bölme planı kaldığı yerden devam ettirilecek ve ülke bölünecek. Türk milleti dağıtılacak.  Malı, mülkü, namusu gidecek, bitecek. Condoliza Rice ne demiştir. Türkiye dâhil 22 ülkenin haritası değişecek.

Gözünüzün içine baka baka ne şerefsizliğinizi bıraktı, ne af edersin ne Ermeniliğinizi, ne haysiyetsizliğiniz kaldı, ne ahlaksızlığınız, ne de sürtüklüğünüz. Hepsini yüzünüze söyledi. Haykıra haykıra söyledi hiç sesinizi çıkarmadınız. Haklı mıydı? Adam sizi bizimkiler ve ötekiler diye ikiye ayırdı? Bizimkiler dedikleri, kendi kardeşinize akrabanıza tanıdığınıza komşunuza bu hakaretler edilirken sizin içiniz soğudu mu? Şimdi gelinen bu noktada mutlu musunuz?

Onların doları varsa bizim Allah’ımız var dedi. Nas var NAS’A yani ayete uyuyoruz dedi ama tutmadı, bilimle nas çelişti. Birileri Allah’ı, birileri İslam’ı sorguluyor. Art niyetlilere fırsat verildi, burada esas sorumlu siyasilerdir.

Yıllardır bize halkımız şunu söylüyor; “ Evet bu adamı biz de beğenmiyoruz ama karşı tarafta adam mı var? Kılıçdaroğlu’na mı vereceğiz” Burada psikolojik ve sosyolojik bir tespiti yapmak lazım. Tayyip Bey 15 senedir tüm seslenişini bay Kemal’e yapıyor. Bu Hitler’in Propaganda Bakanı Goebbels’in tavsiyesidir. Özellikle sağ kesimin ekseriyetinde yaşananların tüm sorumlusu Kemal Kılıçdaroğlu dur. Kemal bey hakkındaki bu propaganda taktiği çok ciddi bir başarı kazanmıştır. Kemal Bey bu milletin bir kısmının öcüsüdür. Dolayısıyla Kemal Bey’in cumhurbaşkanı adayı olması Tayyip Bey’e sen devam et demektir.

Bunu bildiğimiz, siyasetçilerin hiçbirinin çözüm üretemediğini gördüğümüz için hem muhalefetin hem de iktidarın karşısına bir alternatif koyuyoruz. Bu milletin siyasetle kirlenmemiş tertemiz işi bilen evlatları.

Devleti ve milleti ancak bu gençler düze çıkarır. Bunu görün siyasilerin hiçbirinin çözümü ve çözüm için isteği yok. Onlar bir kayıkçı dövüşünün içindeler.

Bu köprüden önceki son çıkış, bu son uyarı. Çöküyoruz, bitiyoruz artık. Bunu görün aklınızı başınıza alın.

Getireceğimiz yönetim sistemi ile terör sorununu çok farklı bir yolla, kökten ve kendiliğinden çözeceğiz. Hiç merak etmeyin. Siyasiler 40 yıldır aynı yolla, yöntemle zorlayıp duruyorlar. Bataklıkla değil sineklerle uğraşıyorlar. Neden? Çünkü kendileri de oradan besleniyorlar.

Hani doğalgaz bulmuştuk hani doğalgaz ucuzlayacaktı. Doğalgazı %300 zam geldi. Nerde kapıyı pencereyi açın diye car car bağıran oğlan. Bunlar Allah diyor, Resullah Efendimiz diyor, ümmet diyor, ecmain diyor sizi gözünüze baka baka aldatıyor. Hala akıllanmayacak mısınız, hala uyanmayacak mısınız? Hala ekmeğinize özgürlüğünüze, kazancınıza, namusunuza, vatanınıza, sahip çıkmayacak mısınız?

Vatan için ölünmez, önce vatan için yaşanır. Sen öldükten sonra, ben öldükten sonra vatan dediğin bu toprak, çoluk çocuğun, karın kızın gavurun ve gavura hizmetçisinin eline kalacak hala anlamıyor musun?

Size bilmediğiniz bir şey anlatmadım. Bunların hepsi sizin gözünüzün önünde yaşandı. Hepsini biliyorsunuz.  Kiminiz bu işin nereye gideceğini anlıyor, Kiminiz de saf saf Allah’a dua ederek, Allah hayırlısını versin diyerek, Allah sonumuzu hayretsin diyerek işi Allah’a havale ediyor. Önce biz kendi vazifemizi layıkıyla yapacağız sonra sonucu Allah’a havale edeceğiz. Buna tevekkül denir. Boş boş oturup Allah’tan beklerseniz  duanız kabul olmaz. Bu yaratılışın gereğidir.

Burada şu an için her şeyi konuşamıyorum. Seçim sathında bilmeniz gereken her şeyi size açık açık anlatacağım. Tüm insanlık tarihini açık seçik ve gerçek hali ile bileceksiniz. Ne hainler kahraman olacak, ne kahramanlar hain diye yaftalanacak.

Cumhuriyet kurulduğunda okuma yazma dahi bilmiyorduk. Şimdi ise çok şükür her şeyi gayet iyi takip edebiliyoruz.

Bu ülkenin güzel insanları artık kavgayı, çatışmayı bırakacak. Düşüneceği şey ne üreteceğiz, nasıl daha iyi ve ucuz üreteceğiz, kime satacağız, ne kadar kazanacağız ve kazandığımız parayı nasıl harcayacağız olacak.

Kimse haram yemeyecek, gerek de olmayacak. Herkes helal kazanacak ve çok kazanacak

Siyasetçilerin arasındaki çekişmeler ülkeye zaman ve para kaybettiriyor. Hiç kimse, hiçbir parti, hiçbir dış güç sizi artık üzemeyecek. Bize yani evlatlarınıza güvenin destek olun. Hakkınızı isteyin ve hakkınızı alın.

Devlet görevlilerine sesleniyorum; askerler polisler memurlar. Arkadaşlar sizler bu devletin ve milleti temsil ediyorsunuz. Başınıza şucu bucu olan, makama mevkiye meraklı kanun nizam tanımayan birtakım insanlar getirildi. Sizlere zorla birtakım kanunsuz işler yaptırıldı. Bunları biliyoruz. Devletimiz de bunları çok iyi biliyor. Hepsinin kaydı tutulmuş, öyle tutulmuş ki bir tanesini bulsalar yok etseler arkada 4-5 tane daha var. Bu zavallılar yaptıklarının yanlarına kar kalacağını zannettiler. Herkesin bir hesabı var Allah’ın da bir hesabı var. Bize  Atatürk eliyle Allah tarafından bahşedilen demokrasinin ve cumhuriyetin kıymetini anladık. Bedelini ödemediğiniz hiçbir şey sizin değildir. Biz bu toprakların bedelini dedelerimizin kanıyla ödedik. İstiklal harbinde 2. hücum bölüğü neferi olan İsmail Ünver dedem iki defa vuruldu, iyileşti geri cepheye koştu. Düşmanı İzmir’e kadar kovaladı. Ancak demokrasinin ve cumhuriyetin bedelini ödememiştik. Bunlar sayesinde bunu da ödedik, ödüyoruz.

1935 ten bu yana, yani Atatürk’ü zehirleyenler de dâhil  bu ülkeye ve bu millete ihanet eden herkes bedelini ödeyecek. Gerçekler bundan sonra çarptırılamayacak, tüm çıplaklığıyla ortaya konacak, kimse bu milleti artık aldatamayacak.

Seçim döneminde size bunları uzun uzun açık açık anlatacağım. Seçimden önceki son perşembeyi bekleyin. O son perşembe de takke düşecek kel görünecek. Her şey tüm çıplaklığıyla, belgelerle önünüze dökülecek.

Bu devletin her kademedeki görevlileri aman aklınızı başınıza alın, kanunsuz, hukuksuz emirlere uymayın. Özellikle seçim döneminde yapılacak her türlü usulsüzlük, bu devlete ve millete yakışmayacak her davranışın vebaline ortak olursunuz. Devletinize ve milletinize sadık kalın.

Bir de paramiliter gruplar meselesi var. SADAT’tı, devletin fedaileriydi, şu ocaktı, bu ocaktı filan. Bu milletin tek bir ocağı vardır o da Türk ocağıdır. 1912’de 190 tıbbiyeli tarafından kurulmuş, bizim de feyz aldığımız ocaktır, Çanakkale ruhunu temsil eder, Anadolu irfanını temsil eder. Paramiliter çeteler, eğer kendi kendinize  ortaya çıkar, bu millete racon kesme kalkarsanız bu millet size raconun alasını keser. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Derin devlet var mı bilmem ama derin millet ortaya bir çıkarsa gözünüzün yaşına bakmayacağından emin olabilirsiniz.

Ey Türk Milleti, Yüce Türk milleti,  sizi yüceltecek saygı duyacak evlatlarınıza sahip çıkın, içine düşürüldüğünüz çaresizlikten kurtulun. Allah Ergenekon’dan çıkış için Bozkurtlarını gönderdi. İhtiyarı ile genci ile sizi felaha erdirmek için geldiler. Peşine düşün bozkurtların.

Bu çıkışı sadece siz değil tüm Dünya Türklüğü bekliyor. Balkanlardan Türkistan’a, Sibirya’dan Hindistan’a, Kafkaslardan Lübnan’a, Basra’ya kadar, Amerika’da, İtalya’da, Norveç’te, Finlandiya’da, Ukrayna’da, Vietnam’da Japonya’da bekliyor, Libya’da, Yemen’de bekliyor. Sen ayağa kalktığında Dünya Türklüğü ayağa kalkacak. Türklerin altın çağı başlayacak.

Âleme nizam gelecek, huzur gelecek, kan bitecek, gözyaşı bitecek. 1100 yıllık makûs talih tersine dönecek. Cenab-ı Hakk’ın hükmü yeryüzünde hâkim olacak.

Zalimlerin tüm oyunları bozulacak, Çanakkale’de, Kut-ül Amare’de, İstiklal harbinde aldıkları ders tamamlanacak. Bir daha kimseye zulüm edemez hale gelecekler.

Ey Türk Milleti ben bir hoca olarak, bir mühendis olarak, bir devlet memuru olarak, bu aziz milletin bir ferdi olarak bu videolarla, bu yazılarla sizi uyardım. Hiçbir şeyden korkmadan, her şeyi göze alarak size bir çözüm sundum. Aklı başında yetişmiş bütün Türk çocuklarını harekete geçirdim, ağabeylerimizi ablalarımızı ayağa kaldırdım dünyanın dört bir yanından Türkiye’ye getirttim, hep birlikte lafla değil gerçekten kutsal bir dava inşa ettik. Benden günah gitti.  Tüm derdim ahirette hesabımı yüce Allah’a verebilmek üzerineydi. Bundan sonrası O’nun takdirine ve sizin cüzi iradenize bağlı. İşte şimdi ben söyleyebilirim Allah hayırlısını versin.

Seni çok seviyorum benim güzel milletim. Tengri Bizmenen. Tanrı bizimledir. Sağlıcakla kalın, hoşça kalın.

Ne Mutlu Türk’üm diyene.